En İyi Beyin (Mindfuck) Yakan Filmler Listesi
Film izleyip bitirdikten sonra sizi derin düşüncelere yollayan bu filmleri sevmeyen çok az kişi bulunmaktadır.
Sıradanlıktan ve tahmin edilebilir senaryodan uzak duran bu filmleri hem izlerken hem de film bittikten sonra üzerine fazlasıyla düşünüyoruz ve bu durum da oldukça hoşumuza gidiyor diyebilirim.
İnsanoğlunun doğası gereği bilinmezi çözmek istemesinden dolayı bu tarz kafa karıştıran ya da beyin yakan diye adlandırabileceğimiz filmleri fazlasıyla seviyoruz.
Beyin yakan filmler olarak daha spesifik ve izlediğim filmlerden oluşan iki tane liste yayınlamıştım, bu listelere aşağıdaki linklerden bakabilirsiniz.
Şimdi paylaşacağım toplamda 99 adet film IMDb raiting ortalamasına göre, en yüksek oydan en düşük oya göre sıralanmış filmlerdir.
Belki bir çoğunu izlemişsinizdir ama muhakkak aralarında izlemediğiniz filmler de mevcuttur.
Lafı daha fazla uzatmadan listemize geçebiliriz
1. Fight Club – Dövüş Kulübü – 1999 – IMDb:8,8
Birbirinden başarılı filmlere imza atan ve 2014 yılında son olarak Kayıp Kız filmine yönetmenlik yapan David Fincher’ın 1999 senesinde çekimleri için kamera arkasına geçtiği Dövüş Kulübü 10 Aralık 1999 tarihinde Türkiye’de vizyona girmiş ve senelerdir en iyiler arasında yerini koruyarak 8,9 değerindeki İMDB puanını 1.101.811 kişilik oy sayesinde almıştır. Chuck Palahniuk’un senaryosunu yazdığı bu başyapıtın başrollerinde tabi ki bir baş yapıta yakışacak 2 isim Brad Pitt ve Edward Norton bulunuyor. Bayan oyuncu olaraksa Helena Bonham Carter’ın yer aldığı Fight Club filmi 1999 yılında Dram ve Gerilim türü ile hasılat olarak 100 Milyon Dolar gelir elde etmiştir.
Bu dövüş kulübüne girdikten sonra iki kural vardır. O da Dövüş Kulübünden asla söz etmemenizdir… 2. kural ise Asla ama asla dövüştüğün kulübü kimseye anlatma… Jack henüz orta yaşlarında hayatın sıradan gidişatına kapılmış sigorta memurluğu yaparak yaşayan bir adamdır. Uzun zamandır uykusuzluk hastalığı çeken Jack psikolojik sorunlarından sıyrılabilmek için grup terapilerine katılmaya başlar. Terapiye gittiğinde Marla adında bir kızla tanışır ve sonrasında hayatını değiştirmek üzere olan Tyler Durden ile tanışır. Jack’in yeni, yeni tanımaya başladığı Durden, Jack’in şimdiye kadar ulaşamadığı tüm hayallere ulaşmayı başarmış biridir ve Jack’e dışarıda konuşulması yasak olan Dövüş Kulübü organizasyonundan söz eder…
2. Interstellar – Yıldızlararası – 2014 – IMDb:8,6
Bu filmde kara delik, solucan deliği, beşinci boyut ve zamanda yolculuk gibi konuları dibine kadar işlenmektedir.
Konusu: Yakın bir gelecekte, tahıl ürünlerinin ölmesine neden olan bir küf yüzünden medeniyet gerileyerek tarım toplumu seviyesine düşmüştür. Eski bir NASA pilotu olan Cooper ailesi ile birlikte bir tarla işletmektedir.
Cooper'ın 10 yaşında olan kızı Murph odasında bir hayaletin kendisi ile iletişim kurduğunu düşünmektedir. Sonrasında Murph'un "hayalet"inin gönderdiği bilinmeyen istihbaratın yerçekimsel dalga kullanarak kodlandığını keşfederler, tozlar üstünde kalan ikili sistemde yazılı koordinat Cooper ve kızını NASA'nın gizli bir üssündeki Profesör John Brand'e yönlendirir.
Profesör Brand'in "Onlar" dediği, uzaylı bir zekanın Satürn yakınında bir solucan deliğini açtığını, bariz bir şekilde başka bir galaksiye geçerek yaşanabilir yeni bir gezegen bulmamız için bir umut verdiklerini söyler. NASA'nın “Lazarus görevleri” dev kara delik olan Gargantua yörüngesinde üç adet potansiyel yaşanabilir gezegen tanımlamıştır; Miller, Edmund ve Mann gezegenler isimlerini keşif için giden astronotlardan almıştır.
Cooper'ın pilotluğunu yaptığı Endurance uzay aracı ile beraberindeki astronotların görevi bu gezegenlerdeki uzay istasyonlarından gelen veriye dayanarak hangi gezegenin yaşanabilir olduğunu araştırmaktır. Aslında her şey bir döngüden ibarettir.
3. Inception - Başlangıç – 2010 – IMDb:8,8
Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır... Cobb'un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye mal olmuştur... Cobb'a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız "başlangıç"ı tamamlayabilirse... Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır. Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb'ın görebildiği bir düşmandır...
4. The Matrix - 1999 – IMDb:8,7
Çekildiği döneme damgasını vuran Matrix üzerine internette yüzlerce şey yazıldı. Kıyısından köşesinden muhakkak bilgi sahibi olmuşsunuzdur. Sadece bir film olarak değerlendirmemek gerekir, bir felsefe, bir kavrayış, bir siyasi eleştiri, dini eleştiri gibi daha geniş bir açıdan değerlendirip üzerine düşünmek gerekir.
Bir yaşanan gerçek vardır, bir de yaşananın ötesinde olan gerçeklik... Biri rüya, diğeri ise Matrix! Neo,son derece tehlikeli bir adam olan Morpheus’un gerçeği bildiğine inanmaktadır. Bir gece Neo, kendisini başka bir dünyaya götürebilecek güzel yabancı Trinity ile tanışır. Bu kızın götüreceği dünyada, Neo Morpheus’u bulacak ve Matrix hakkında bir şeyler öğrenecektir. Neo, Tam olarak kavrayamadığı şeylerin yaşamını kontrol ettiğini biliyor.. Nedir bu Matrix?
5. The Usual Suspects - Olağan Şüpheliler – 1995 – IMDb:8,6
Her biri kendi alanlarında uzman beş sabıkalı basit görünen bir kaçırma olayından göz altına alındığında, karmaşık ve akıllara durgunluk veren bir hikaye ortaya çıkar. Hikayeyi araştıran Ajan David Kujan (Chazz Palminteri), Güney Kalifornia´nın San Pedro Limanı´nda meydana gelen ve 27 kişinin ölümüyle sonuçlanan gizemli patlama ile bu beş sabıkalı arasında bağlantı olduğuna inanmaktadır.
Elindeki tek canlı tanık Roger 'Verbal Kint' (Kevin Spacey) hikayeyi baştan sona soğukkanlılıkla anlatırken, Amerika´nın her köşesine bulaşmış bir suçlar zincirini bir tek anahtar isim üzerine yıkar: Keyser Soze. Kimdir Keyser Soze? Gerçekten böyle bir kimse var mıdır?
6. Memento - Akıl Defteri – 2000 – IMDb:8,5
Akıl Defteri, kısa süreli hafıza kaybı olan bir adamın karısını öldürenleri bulma çabasını konu ediyor. Leonard Shelby, ucuz otel odalarında konaklayan ve sadece nakit para kullanan biridir. Şık giysiler giyip, Jaguar marka araba kullanan Leonard, dışarıdan işadamı gibi görünmektedir.Fakat aslında hayatını karısına tecavüz edip öldüren kişiyi bulmak için adayan biridir. Ne yazık ki Leonard’ın bu yolda ciddi bir engeli vardır, yaşadığı, çok ender rastlanan ve tedavi edilemeyen bir tür hafıza kaybı.
Her ne kadar hayatının 'kaza'’dan önceki dönemlerini hatırlayabiliyorsa da, bazen 15 dakika öncesinde nereye gittiğini ve nerede olduğunu bile unutabilmektedir.
7. Se7en – 1995 – IMDb:8,6
Yedi, seri cinayetler işleyen bir katilin peşine düşen iki polis dedektifinin hikayesini anlatıyor. Bir seri katil 7 ölümcül günahı işleyenleri kendi yöntemleriyle öldürmektedir. Yedi Ölümcül Günah, Hıristiyanlık inançlarına göreKibir, Açgözlülük, Şehvet Düşkünlüğü,Kıskançlık, Oburluk,YıkıcılıkveTembellik'tir. İki polis dedektifi birisi çaylak diğeri gazi bu seri katilin peşindedir. Başrollerde Brad Pitt, Morgan Freeman, Gywneth Paltrow var. En iyi kurgu dalında 1996’da ödüle aday olan film bu ödülü alamamıştı. Özellikle sürpriz ve çarpıcı finali ile şimdiden sinema tarihinde bir klasik olarak yerini aldı.
8. The Prestige – 2006 – IMDb:8,5
Prestij, birbirini alt etmeye çalışan iki sihirbazın hikayesini anlatıyor. 19.yy sonlarında Londra’da Robert Angier, sevgili eşi Julia McCullough ve Alfred Borden hem arkadaştırlar hem de bir sihirbazın asistanlarıdırlar. Bir gösteri esnasında Julia ölünce Robert, onun ölümünden Alfred’i suçlar ve birbirlerine düşman olurlar. Zaman içinde ikisi de hem ünlü olurlar hem de rakip sihirbazlara dönüşerek birbirlerinin sahne üstünde performansını sabote etmeye kalkışırlar. Alfred başarılı bir hile yapınca Robert, rakibinin sırrını çözmek konusunu takıntı halinde getirir ve trajik olaylar birbirini kovalar
9.Oldboy - İhtiyar Delikanlı – 2003 – IMDb:8,4
"Bu adam kim ve benden neden bu kadar nefret ediyor?" Karısı ve yeni doğan bebeği ile birlikte yaşayan Oh Dae-Su adında sıradan bir adam, 1988'de bir gün evinin önünden kaçırılır. Uyandığında kendisini küçük ve karanlık bir hücrede bulur. Oraya kimler tarafından ve neden kapatıldığını bilmeyen adamın dünyayla tek bağlantısı, sadece hücresindeki küçük televizyondur. Bir gün haberlerde karısının vahşice öldürüldüğünü duyunca şok geçirir ve olayla bağlantısı olduğu düşünüldüğü için kapatıldığını anlar. Tam 15 yıl sonra bir gün aniden serbest bırakılan adam, ailesini öldüren kişileri bulmaya ve kendisini oraya kapatanlardan intikam almaya yemin eder.
10.2001: A Space Odyssey – 1968– IMDb:8,3
2001: Bir Uzay Destanı (İngilizce: 2001: A Space Odyssey), 1968 yılında Stanley Kubrick tarafından yönetilen bilimkurgu filmi. Senaryosu Kubrick ve ünlü bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke tarafından kaleme alınmıştır.
Stanley Kubrick, Dr. Garipaşk filmini bitirmesinin üzerine bir bilimkurgu filmi çekmek ister; filme dönüştürülebilecek bir fikir geliştirmek üzere bilimadamı ve bilimkurgu yazarı Arthur C. Clarke'a danışır. Clarke da 'Sentinel' adlı kısa öyküsünü önerir.
Bunun üzerine önemli bir ortaklık kurulur: Kubrick ve Clarke, eleştirmenler, sanatçılar ve izleyiciler tarafından sıklıkla en başarılı bilim-kurgu olarak anılan '2001: A Space Odyssey'i kurmaya başlarlar; Kubrick senaryoyu yazıp, geliştirirken, Clarke da aynı ismi taşıyan romanı yazar. Stanley Kubrick'in isteği üzerine, bu roman filmin gösterime girmesinden sonra yayınlanır.Film, alışılageldik anlatım yöntemlerinin dışına çıkması, zamanına göre son derece şaşırtıcı olan görsel efektleri, uzun süresi ve gösterime girdiğinden beri tartışılan sonu (Yıldız-çocuk sekansı) ile sinema tarihinde ün kazanmıştır
11.Eternal Sunshine of the Spotless Mind – 2004 – IMDb:8,3
Sil Baştan, iki yıl boyunca beraber olduğu sevgilisinden oldukça şaşırtıcı bir haber alan Joel Barish, bir teknolojik deneye katılan sevgilisine ilişkilerini tamamen hafızasından silinmeden hatırlatmaya çalışmaktadır. Yani Barish’in kim olduğunu bile hatırlamamaktadır. Bu gelişme üzerine küplere binen adam, aynı prosedürü kendi üzerinde de gerçekleştirmek ister. Film, adamın hafızaları silinirken, yaşanılan ilişkiyi gözler önüne serer. Adam da bir kez daha oldukça iyi başlayan ve sonradan tadı kaçan ilişkiyi izler. Fakat zaman geçtikçe ve sıra yaşanılan güzel şeylere gelince, üzerindeki müdahaleyi durdurmak ister.
12.Vertigo – Ölüm Korkusu - 1958– IMDb:8,3
Bir suçluyu kovalarken çatıdan düşen ortağını kurtaramayan dedektif Scottie Ferguson’da, bu olayın ardından yükseklik korkusu baş gösterir. “Vertigo” hastalığına dönüşen bu korku nedeniyle mesleğini bırakıp emekli olur, eski okul arkadaşı Gavin Elster, ruhsal sağlığından şüphe ettiği karısı Madeleine’ni izlemesi için kiralar.
Scottie de kadını daha yakından izledikçe bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eder ve kendisini bir dizi karmaşık olayların içerisinde bulur.
13.Rashômon – 1950 – IMDb:8,3
İnsanoğlunun zaafları üzerine kurulmuş bu psikolojik dramda, 12. yüzyıl Japonyasında karısıyla birlikte ormandan geçmekte olan bir samuray, bir haydutun saldırısına uğrar ve öldürülür, karısı ise tecavüze uğrar. Haydut yakalanır ancak onun ifadesi ile kadınınki taban tabana zıttır. Olayı çözmesi için devreye giren bir medyumun vasıtasıyla ölen samuray da yine tamamen tamamen farklı bir hikâye anlatır. Cesedi bulan oduncunun ifadesi ise hiçbirisininkine uymaz. Aynı suçun dört çelişkili ama bir o kadar da inandırıcı olarak anlatıldığı, yani herkesin 'gerçeği' nin farklı olduğu bu olayda kim doğruyu söylemektedir? İlki Budist rahibe, ikincisi de 'yabancı'ya ait şu sözler filmin ana fikrini de özetler: « İnsanoğlu zayıftır, o yüzden yalan söyler. Hatta kendine bile! » « İnsanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da olsa iyi şeylere inanmak ister. Böylesi daha zahmetsizdir. »
14.The Departed – Köstebek – 2006 – IMDb:8,5
Köstebek, mafya ve polis teşkilatı arasında geçen savaşı anlatıyor. Uzun yıllardan beri mafya tarafından, polis teşkilatına sızmak üzere yetiştirilen adamlar son derece iyi pozisyonlardadırlar teşkilat bünyesinde. Aynı şekilde polisin aynı amaçla yetiştirdiği adamları da mafya içinde cirit atmaktadırlar. Ancak vakit her şeyin açığa çıkma vaktidir. Her iki cephede de köstebeklerin var olduğu anlaşıldığında söz konusu köstebeklerin ölümle burun buruna gelecekleri koşturmaca ve macera başlayacaktır. Film dört dalda Oscar sahibidir...15.La Jetée – 1962 – IMDb:8,3
Günümüzden uzak bir gelecekte geçen filmde insanlık 3. Dünya Savaşı'na tanık olmuştur. Nükleer silahlarla yapılan bu savaş dünyadaki yaşamı felaket sürüklemiş, geride kalan bir grup insanı da yeraltında yaşamaya itmiştir. Nükleer savaşın kalıntılarının doğurabileceği hasarlardan korunmak için yeraltına sığınan insanlar, burada yaptıkları araştırmalarda bu vahşi savaşın öncesindeki zamanlara geri dönmeye çalışmaktadır. Basit bir zamanda yolculuk hamlesiyle geçmişe gönderilen kobay için başlarda her şey yolundadır. Dünyanın güzel günlerini yaşadığı zamanlara geri dönen adam zamanla kendi çocukluğuna doğru ilerlemeye başlar ve işler karışır
16.Blade Runner – Bıçak Sırtı – 1982 – IMDb:8,2
Bıçak Sırtı, çekildiği yıldan çok uzak bir dönemde, 2019 yılında, dünyanın artık distopik bir yaşam alanı haline geldiği bir dönemde geçer. Tyrell gibi devasa üretici firmalar Replikant isimli, dış görünüm olarak insan türünden ayırt edilemeyen robotlar üretmektedirler. Dünya dışı kolonilerin tehlikeli ve illegal işlerinin halledilmesi için kullanılan bu robotlar, Blade Runners isimli özel polisler tarafından yakalanmaktadır. Uzman bir Blade Runner olan Rick Deckard, görevini bıraktığı bir esnada, Los Angeles’a gelen bir grup replikantı yakalamak için verilen son bir görevi kabul eder. Ancak iki milyon insanın yaşadığı bu şehirde görünüm olarak insandan hiçbir farkı bulunmayan bu robotları teşhis etmek hiç kolay olmayacaktır. Bilimkurgu türünün üstadı Ridley Scott’ın başyapıtlarından biri olan film, distopik film türünün öncüllerinden biri olmasının yanı sıra bilimkurgu türünün de en önemli örneklerinden biri olarak kabul görür.
17.Pan's Labyrinth – Pan'ın Labirenti – 2006 – IMDb:8,2
Pan’ın Labirenti, fantastik bir dünyaya kaçan küçük bir kızın hikayesini anlatıyor. İspanya’da faşist iktidarın tüm vahşetinin gölgesinde yalnız bir kız çocuğu olan Ofelia, sadist eğilimleri olan babasının etrafındakilere yaptığı tüm eziyetleri bizzat gözlemlemektedir. Bu küçük kız çocuğunun gerçeklikten kaçabileceği tek yer kendi hayal gücüdür. Ofelia, gerçeklikte bulamadığı huzuru, hayallerinde aramaya başlayacaktır. Bu esnada vahşet ise tüm sertliğiyle Ofelia’nın çevresinde vuku bulmaya devam edecektir. Guillermo del Toro’nun gösterildiği sene Cannes’da dakikalarca ayakta alkışlanan yakın dönem başyapıtı, çocukların gözünden savaşın ne kadar sert bir fırtına olduğunu gözler önüne seriyor
18.The Sixth Sense – 6.His - 1999 – IMDb:8,1
Bir çocuk psikiyatrisi olan Dr. Crowe, yıllar önce bir saldırıya uğramış ve hayatı değişmiştir. Son ilgilendiği hastası, 6 yaşındaki bir erkek çocuğu olan Cole Sear'ın bir sırrı vardır. Çok az insana nasip olan bir yetenekle kutsanmış ya da lanetlenmiştir: ölmüş ama huzur bulamamış insanların etrafımızda dolaşan hayaletlerini görüp onlarla konuşmaktadır. Crowe, güçlerinin sınırlarını bilmediği ve anlayamadığı için korku içinde olan Cole'un yalnızca sırrını paylaşan tek kişi olmakla kalmayacak, aynı zamanda onunla birlikte cesur bir yolculuğa da çıkacaktır. İkisi de, içlerindeki boşluğu, yine kendi içlerine yapacakları bir yolculukta bulacakları şeylerle dolduracaklardır. Unutmamak gereken bir nokta daha olduğunu hatırlatmadan geçmeyelim: gerçekler, bulundukları zaman çok acıtabilirler...
19.Donnie Darko – 2001 – IMDb:8,1
80’lerin sonunda geçen öyküde, Donnie Darko adında 16 yaşında bir genç, bazı gerçek olmayan görüntüler görmeye başlıyor. Özellikle de tavşan kostümlü bir adam beliriyor sık sık. Çevresiyle uyum sorunu yaşayan genç, ailesinin ve okulun kendisi için çizdiği yoldan ayrılıp, esrarengiz misafirinin izinden gidecektir...
80’lerin gençlik filmleri, bilim kurgu ve korku filmlerinin, tüyler ürpertici karışımı olarak tanımlanabilecek film, son dönemin en ilgi çekici bağımsız yapımlarından biri.
Yönetmenin ilk filmi olan Donnie Darko, 2001 Sundance Film Festivali’nde gösterildi. Filmin son derece başarılı web sitesi ise En İyi Web Sitesi ödülü aldı. David Lynch'in izinden giden genç yönetmen, yıllarca konuşulacak bir film ortaya koydu.
20.Shutter Island – Zindan Adası – 2010 – IMDb:8,1
Scorsese'nin olgunluk çağı ürünlerinden Zindan Adası da, yönetmenin bir çok filmi gibi yine bir başyapıt statüsünde. Filmde, Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis memurunun, Rachel Solando adlı bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü Shutter Adası isimli bölgede konuşlanan Ashecliffe Hastanesi'ne soruşturma yapmak için gitmesi ve sonradan gelişen esrarengiz olaylar aktarılıyor. Burada karşılaştıkları isyan tablosu ve çığırından çıkan işler bu davayı gittikçe zora sokacak, zamanla rüya ve gerçek arasındaki sınırlar zorlanacaktır. Usta yönetmen Martin Scorsese tarafından Dennis Lehane'nin ünlü romanından sinemaya uyarlanan filmin başrolünde yönetmenin gözde oyuncularından Leonardo Di Caprio bulunuyor.
21.Stalker – 1979 – IMDb:8,1
Gri ve isimsiz bir kasabanın yakınında, askerler ve dikenli tellerle korunan Bölge bulunmaktadır. Karısının sayısız itirazlarına rağmen, karanlıkların içinden gelen bir adam çıkar. Bu adam İz Sürücü'dür.. Sıra dışı zihinsel yetenekleriyle, insanları Bölge'nin içindeki, gizli dileklerin gerçek olduğu Oda'ya kadar rehberlik etmektedir... Bu kez, Bölge'ye yanında iki kişiyi götürmektedir; ilhamını kaybetmiş, alaycı ve yeteneğini sorgulayan bir yazarla, yolculuktan çok sırt çantasını önemseyen, sessiz bir profesör. Hiç kimsenin yaşamadığı Bölge'de, Oda'ya giden yol dolambaçlıdır. Oda'ya yaklaştıklarında, kurallar değişmeye başlar ve İz Sürücü kendini bir krizin içinde bulur.
22.Psycho – Sapık –1960 – IMDb:8,5
Marion Crane(Janet Leigh), Arizona'da bir emlak ofisinde çalışmaktadır.Sevgilisi Sam(John Gavin) ile evlenmek istemektedir ancak çiftin çok az parası vardır. Bir cuma günü, patronu Marion'a bankaya para yatırması için 40 bin dolar verir.
Marion, bu parayla Sam'le hayal ettikleri hayatı kurabileceklerine karar verir ve parayı çalarak Sam'le buluşmaya gider. Yolda Bates Motel'de konaklamak zorunda kalır. Moteli işleten Norman Bates(Anthony Perkins), annesiyle saplantısı olan genç bir adamdır.Beraber akşam yemeği yerler ve Marion odasına çekilir ve yatmadan önce duş almaya karar verir. Sinerma tarihinde adından ünlü "duş sahnesiyle" söz ettiren, türünün en önemli örneklerinden Sapık, Alfred Hitchcock'un başyapıtlarından biri olarak kabul edilir...
23.Mulholland Dr.– Mulholland Çıkmazı–2001– IMDb:8,0
Betty Elms, en büyük hayali Hollywood'da ünlü bir aktrist olmak olan bir kadındır. Bunun için Hollywood'a doğru bir yolculuğa çıkmıştır. Burada kendi hayatında mükemmel bir noktaya ulaşmış olan bir kadınla tanışır ve onun başarılarına hayran kalır. O kadın da Betty'den hoşlanmaya başlar ve aralarında gizemli ve oldukça erotik bir ilişki başlar. Mulholland kavşağında bir trafik kazası gerçekleşir. Bilinç ve bilinçaltı birbirlerine karışırlar. Bütün bu hayatlar, birbirlerine gireceklerdir
24. Mr.Nobody – Bay Hiçkimse –2009– IMDb:8,0
Başlıkta bahsi geçen Bay Hiç kimse, 2092 yılında dünyada kalmış son ölümlü olan 117 yaşındaki Némo adlı bir adam. Ölüm döşeğindeki Némo genç bir çocukken bir peronda durduğunu hatırlar. Tren kalkmak üzeredir. Annesiyle birlikte mi gitmeli, yoksa babasıyla mı kalmalıdır? Bu karar, sonsuz sayıda olasılığı doğuracaktır... Ve pek çok gezegen, iki ölüm ve sevilecek kadınlar....
25. The Man from Earth – Dünyalı –2009– IMDb:8,0
Üniversitede başarılı bir tarih profesörü olan John Oldman ortada hiçbir neden yokken, aniden 10 yılını ayırdığı akademiden istifa etmiştir. Şehirden gitmeye hazırlanırken veda etmek için evine gelen meslektaşları ondan neden istifa edip gitmesi gerektiği konusunda bir açıklama yapmasını isterler. Arkadaşları John'un bu sessizliğine anlam verememektedirler. Önceleri suskun kalan John da neden gitmesi gerektiğini biraz geçmişe dönerek anlatmaya başlar.
Filmde ortamdaki kişiler profesör ve uzmanlardan oluşan bir ekip olduğundan, John'un hayat hikayesini anlatmasıyla birlikte tartışma merak uyandırmaya ve içinden çıkılmaz bir hal almaya başlıyor.
26. Predestination – Kader –2014 – IMDb:7,5
Zamanda yolculuk ve paradokslar üzerine yapılmış filmleri seviyorsanız bu film tam size göre, hiç zaman kaybetmeden izlemeye başlayın.
Konusu: Film zamansal ajanımızın Fiyasko Bombacısı olarak bilinen ünlü bir teröristi aramasıyla başlıyor. Ajanımız bombanın patlamasını engellemiş ama oluşan küçük patlamada yüzü tanınmaz hale gelmiştir. Fiyasko Bombacısı kaçmış ama zamansal ajan bilinmeyen bir kişinin yardımıyla zaman makinesiyle 1992 yılına gitmiştir. Ajan yüz ameliyatı olmuş şekilde uyanır.
Bu ajan gizemli bir departman için çalışmaktadır ve bu departman Fiyasko Bombacısını yakalamak için zamanda yolculuklar yapan ajanlarla patlamaları önlemeye çalışmaktadır.
Fiyasko Bombacısı 1975 yılında New York'ta yaptığı bir patlamada 11.000 insanın ölümünden sorumludur.
27. Edge of Tomorrow – Yarının Sınırında –2014 – IMDb:7,9
Yakın gelecekte dünyayı ele geçiren Mimics adlı uzaylı birliği, birçok büyük şehri yok eder ve milyonlarca insanı ölümün eşiğinde bekletir. Dünyada hiçbir ordu, onların hızına, silahlarının gücüne ve de en önemlisi telepati yoluyla emir verme ve uygulama güçlerine ulaşamaz.
Artık dünyadaki tüm ordular bu uzaylı sürüsüne karşı güçlerini birleştirmek durumundadır ve bu güç birliği dışında ikinci bir şansları yoktur. Subay Bill Cage daha önce bu savaşlardan hiçbirine katılmamış tecrübesiz bir askerdir ve atıldığı yeni görevi onun için bir nevi intihar anlamına gelmektedir.
Beklenen olur; Cage dakikalar içerisinde öldürülür... Fakat bu bir sonu değil, yeni bir başlangıcı doğurur. Cage, sıradışı bir şekilde cehennem gibi bir günde uyanır, kendini kırılması zor bir döngünün içerisinde bulur. Buna göre her seferinde ölüp sonrasında yeniden dirilip aynı savaşı bir kez daha tekrarlamak zorundadır. Her geri dönüşünde daha güçlü, daha zeki ve Mimics'lerle daha kolay başa çıkabilir hale gelse de kendine verilen iş dünyanın en zorlu görevidir.
28. A Beautiful Mind –Akıl Oyunları – 2001 – IMDb:8,2
Nash, öğrencilik yıllarından itibaren hayaller görmeye başlar. Mezuniyetinden sonra, zamanla paranoid şizofreni olur; fakat hasta olduğunun farkına varamaz. Bir konferans sırasında aniden bir psikiyatristin karşısına çıkması ile olaylar zinciri değişir. Hastaneye yatar ve bu nedenle akademik çalışmalarından uzaklaşır.
Hastalığı kendi çocuğuna zarar vermesine neden olacak noktaya gelince eşi yeniden hastaneye gitmesi gerektiğini düşünür. Uzun süre hasta olduğunu kabul edemese de sürekli gördüğü kız çocuğunun hiç büyümediğini fark eder. Bu durum onun hastalığını kabul etmesini sağlar. Nash, yaşadığı hayali gerçekleri görmezden gelerek onlarla yaşamaya çalışacaktır. Gördüğü tedaviler etkili olmasa da eşi ve eski iş arkadaşlarının desteğiyle her şeye yeniden başlar. Kendi akıl hastalığını yine kendi aklı ile dizginleyerek akademik çalışmalarına yeniden hız verir. Tekrar üniversitede ders vermeye başlar. Sonunda gösterdiği sıradışı mücadeleyle şizofreni ile birlikte yaşamına devam eder. Ve tarih bu müthiş dehaya, akıl hastalığını yine aklıyla yenerek hayatının geri kalanını bilime adamasından ve hastalığının başlamasından evvel yaptığı buluşlardan dolayı Nobel Ekonomi Ödülünü armağan eder.
29. The Machinist –Makinist – 2004 – IMDb:7,7
Trevor Reznik adlı bir makine operatörü uyuma yeteneğini kaybeder. Fakat bu sıradan bir uykusuzluk sendromu değildir. Aşırı yorgunluk ve uykusuzluk yüzünden fiziksel sağlığı ve akli dengesi bozulmaya başlar. Yanında çalışanlar en başta görünüşündeki tuhaflıktan ötürü ondan ürkmeye başlarlar ancak dükkanda onun da karıştığı bir kaza sonucu adamlardan biri kolunu kaybedince adamları karşısına almış olur. Kaza yüzünden Trevor’ı suçlarlar. Artık hem kendisi hem de diğerleri için bir engel haline gelmiştir ve adamların tek isteği Trevor’ın gitmesidir.
Çalışanların onun işten atılması için komplo kurmaya başlamalarını anlayınca Trevor’ın suçluluk duygusu zamanla şüphe ve paranoyaya dönüşür, acaba daha kötüsünü mü beklemelidir? Önce evinde gizli notlar bulur. Tüm bu gizemler, Trevor’ı delirtmek için kurulmuş bir entrikanın parçaları mıdır? Yoksa her şeyin sebebi aşırı uykusuzluk ve yorgunluk mudur?
Olup bitenleri anlayabilmek için meydana gelen tuhaf olayları araştırmaya başlayan Trevor’ın hayatı uykusuz bir kabusa dönmeye başlar. Daha fazla öğrendikçe aslında daha azını bilmiş olmayı tercih eder.
30.Source Code – Yaşam Şifresi – 2011 – IMDb:7,5
Kaptan Colter Stevens (Jake Gyllenhaal) hız treninde uyanır ve buraya nasıl geldiğine dair hiçbir fikri bulunmamaktadır. Karşısında Christina (Michelle Monaghan) adlı kendinin tanımadığı ama belli ki kadının kendini tanıdığı birisi oturmaktadır. Tuvalette kendine sığınacak yer ararken aynada kendi yerine başkasının yansımasını görmesiyle şok olur ve cüzdanında da bir sınıf öğretmeni olan Sean Fentress'ın kimliği bulunmaktadır. Birden bire trenin içinde büyük bir patlama meydana gelir...
Hemen ardından Colter yüksek teknolojili bir tecrit birimine gönderilir ve uniformalılardan Goodwin (Vera Farmiga) onun gördüğü herşeyden haberdar gibidir. Colter Chicago'da bir treni havaya uçuran ve daha binlercesini de öldürmeyi planlayan bombacıyı saatler öncesinden tarif edebilmek için yüksek-önemlikli bir göreve atanır.
Çok gizli bir program olan “yaşam şifresi” yardımı ile Colter paralel bir gerçeklikte Sean olarak davranabilmektedir. Trene her dönüşünde Colter'ın bombacının kimliğini tanımlayabilmesi için sekiz dakikası bulunmaktadır. Her seferinde yeni deliller toplasa da avı onu atlatmayı başarır. Daha çok bilgi aldıkça, bu ölümcül faciayı önleyebileceğine daha çok inanır - elbette zaman onun önüne geçmezse...
Hiç yorum yok:
Yorum yaparak katkıda bulunabilir ve yazının daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsin.